Mardin'de Görülmesi Gerekenler Yüzyıllar önce keşişlerin yurdu olan Turabdin Platosu’nu mutlaka görmelisiniz.
Mardin sıcaklarında serin bir mola olan Gurs Vadisi’nin büyüleyici havasına hayran kalacaksınız.
1800’lü yıllarda bir patrikhane olarak inşa edilen müzenin eserlerini de mimarisini de izlemeye doyamayacaksınız.
Bölgeye özel sarı kalkerden inşa edilmiş bu evler adeta birer sanat eseri.
8 metre yüksekliğindeki saat kulesi şehrin sembol yapılarındandır.
Şehrin en görkemli yapılarından biri olan Mardin Kalesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Mardin’in yöresel eşyalarını görebileceğiniz konağın alt katı ise bir yeraltı mağarasıdır.
Eski bir handan dönüştürülen bu müzede pek çok medeniyete ait eserleri görebilirsiniz.
Üst katında Mardin yöresine ait eşyaları inceleyebileceğiniz müzenin alt katı ise bir sanat galerisidir.
Arnavut kaldırımlı ve tarihi evlerin aralarından geçen Mardin Sokakları’nın gizemli atmosferine hayran kalacksınız.
Fırat ve Dicle Nehirlerinin kucakladığı bu eşsiz şehir, Mezopotamya Bölgesinin kalbidir. Geçmişi MÖ 4500 yılına dayanan şehir şimdiye dek birçok medeniyete ev sahibi olmuş ve hala farklı inanç ve görüşleri bir arada barındırır.
Bu köklü kentin sokaklarında gezerken bu kültür çeşitliliğine her adımda şahit olacaksınız.
Şüphesiz Mardin’in en güzel konaklama seçeneklerinden biri tarihi hanlardan ve evlerden dönüştürülen butik otelleri. Bu mistik mimarilerin içinde uykuya dalmak insanı büyülüyor.
Dilerseniz modern otellerden ve bütçenize uygun pansiyon seçeneklerinden de faydalanabilirsiniz.
Camileri, kiliseleri, kaleleri ile insanı büyüleyen şehrin en etkileyici yapıları ise tarihi evlerdir. Birinci cadde adındaki arnavut kaldırımlı caddede bu rengarenk evleri gezebilirsiniz. Bu caddedeki birbirinden renkli yapılara ve gizemli sokaklara hayran kalacaksınız.
Açık hava müzesi diye adlandırmanın yanlış olmayacağı bu şehrin sembollerinden biri ise tarihi kaledir. Şehrin büyük bir kısmı Kartal Yuvası denen bu bölgede bulunur.
Kale, Selçuklular, Asurlar, Safeviler, Persler, Romalılar, Sümerler ve daha nice uygarlıkların yaşamları boyunca hayatın içindeydi. Şiirlerde konu olan bu kale, şehri kuşatmalardan korumuş en güçlü yapıdır.
Mardin’e geldiğinizde bu şehrin el sanatlarına ve lezzetlerine özgü şeyleri görmek ve dönüşte yanınızda götürmek için Kayseri’ye Çarşısı, Revaklı Çarşı ve Bakırcılar Çarşısı’nı gezebilirsiniz.
Şehrin mistik mimari yapılarının en iyi izlerinden biri de hamamlardır. Şehrin geneline hakim olan bu kubbeli yapılardan en önemlileri; Savurkapı Radviyye Hamamı, Emir Hamamı ve Emünüddin Hamamı’dır.
Antakya Patriği İgnatios Banni tarafından 1895’te yaptırılan patrikhane müzeye dönüştürülmüştür. Müzede en yaşlısı 2000 yıllık olan onlarca parça sergileniyor.
Diğer önemli adres ise Midyat Kent Müzesi’dir. Midyat ilçesinde bulunan bu müze eski bir handan dönüştürülmüştür. Roma, Bizans, Babil, İskat, Akad gibi onlarca döneme ait çok önemli kalıntıları barındırmaktadır.
Kışları sert geçen yazları ise çöl sıcakları yaşanan Mardin’i gezmenin en güzel zamanları ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.
Bu şehrin nesi meşhurdur derseniz; Firkiye, kiliçe ve kaburga dolması ve soğan kebabı deriz.
Otantik butiklerden beş yıldızlı otellere kadar Mardin’de birbirinden güzel konaklama seçeneklerinden faydalanabilirsiniz. Size en uygun otelleri incelemek için hemen tıklayınız.
